Tembel Öğrenci

Batı ülkelerinden birinde, matematikten sürekli zayıf notlar alan çocuğu, ailesi bir faydası olur düşüncesiyle Katolik okuluna gönderir. Bakarlar ki çocuk hep tam not almakta… Sebebini cok merak edip sene sonunda çocuğa sorarlar: “Ne değişti?” çocuk cevap verir:

– Okulun ilk gününde artı işaretine çivilenmiş adamı görünce durumun ciddiyetini anladım.”

Eylül 9, 2011 at 5:37 am Yorum bırakın

Baba Yüreği

Ali babasına sormuş:

– Baba ben nasıl dünyaya geldim?

-Gece annenle yatmaya gittiğimizde yatağın çevresine şeker koyduk.sabah kalktığımızda sen gelmiştin.bu fikir ali’nin ilgisini çekmiş ve denemeye karar vermiş.yatarken yatağının çevresine şeker koymuş.sabah bütün karınca, böcekler, vs. Yatağın çevresindeymiş.

Ali:

– Ulan demiş, şimdi size elimin tersiyle bir korum.ama baba yüreği….

Eylül 9, 2011 at 5:34 am Yorum bırakın

Fatih Sultan Mehmet

Bir gün öğretmen öğrencisini kaldırmış ve:

Ali evladım dün sözlüye kaldıracağımı söylemiştim sınıfta senden başlıyorum Fatih Sultan Mehmet i anlatır mısın?

Ali yanındaki arkadaşına fısıldar:

Zilin çalmasına kaç Dakika var?

Arkadaşı aliye zilin çalmasına 3 dakika olduğunu söyleyince alide:

Arkadaşlar sizi o büyük hükümdarın aziz ruhu önünde 3 Dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum.:)

Eylül 9, 2011 at 5:32 am Yorum bırakın

İshal Bayuk

Bir gün Bayuk feci halde ishal olmuş ki, ishal yer mekan zaman tanımıyor.Sonunda doktora gitmiş ürolog:
-“Seni hastaneye yatırmamız lazım” der.
Bayuk de garibim napsın kabul etmiş etmeyip de altına mı doldursun.neyse bu safı üroloji yerine yanlışlıkla psikoloji servisine yatırmazlar mı?Neyse aradan biraz zaman geçer Bayuk’i muayene eden üroloğun psikoloji polikliniğine yolu düşer.birde ne görsün bizim ishal Bayuk,doktor şaşırır doğal olarak:
-“Sen ne arıyorsun burda?”
-“Beni buraya yatırdılar.”
-“Eeeee geçti mi bari ishalin?”
-“Yok geçmedi ama artık pek kafaya takmıyorum…”

Eylül 3, 2011 at 7:27 pm Yorum bırakın

Bayuk doktorda

Bayuk  doktora gitmiş;
“Doktor bey, kalbim çok hızlı atıyor.”
Doktor;
Atmaması lazım” demiş.
Bunun üzerine Bayuk  koşa koşa eczaneye gidip
“Sizde atmaması var mi?” diye sormuş.
Eczacı:
Atmaması bizde olmaz, karşıdaki veterinere soracaksınız.”
Bunun üzerine Bayuk veterinerden 5 kutu atmaması alıp beş ay kullanmış.
Sonuç süper. Beş ay sonra şikayeti yeniden başlamış. Veterinere gidip atmaması istemiş. Veteriner;
“Maalesef bizde de kalmadı” demiş.
Bunun üzerine Bayuk panik halinde doktora giderek;
“Doktor bey, at maması bitmiş” diye yakınmış.
Doktor cevap vermiş:
Bitmemesi lazım”…

Eylül 3, 2011 at 7:17 pm Yorum bırakın

Şöför Temel

Temel arabası ile taksim meydanında dönüp duruyordu.
Aynı trafikçinin önünden beşinci defa geçerken, polis de merak etti ve temel’i durdurup sordu:
– Bir yeri mi arıyorsunuz? Niye meydanın etrafında dönüp duruyorsunuz?
Temel: – sol sinyal takıldı da..

Eylül 3, 2011 at 7:12 pm Yorum bırakın

Bayuk İngiltere’de

Ünlü seyyah Çerkeşli Bayuk bir gün İngiltere’ye köylülerini görmeye gitmek istemiş.
Tabii İngilizce bilmediğinden İTÜ’lü mühendis halaoğluna sormuş :
-Ya Can halamın oğlu ben İngiltere’ye gidince onlarla nasıl anlaşacağım?, demiş.
Yüzde 30 ingilizce eğitim alan  hala oğlu
-Bak konuştuğun her cümlenin sonuna ‘ing’ koy.
Onlar senin ne demek istediğini anlarlar, demiş.
Ve Bayuk İngiltere’ye gitmiş ve solugu bir cafede almış.
Halaoğlunun taktiğini uygulamaya başlamış ve garsonu çağırmış :
-Sen bana bir çay getirebiling? Demiş ve garson şaşkın şaşkın
çay getirmeye gitmiş. Garson çayı hemen getirmiş. Bayuk demişki :
-Bak, ben ne güzel ingilizce konuşuyoring değiling? Demiş.
Garson lafı yapıştırmış :
-Ben Türk olmaying , zor  içerdin o çaying!

Eylül 3, 2011 at 7:04 pm Yorum bırakın

Neden yediniz ?

Küçük bir çocuk, hamile bir kadının karnına dokunarak:
-ne var sizin karnınızda teyze,
Kadın: -çocuğum var evladım, diye cevap verir.
-Sizin çocuğunuz mu?
-Evet
-Onu seviyor musunuz?
-Evet
-Çok mu seviyorsunuz?
-Evet evladım.
-Öyleyse neden yediniz?

Eylül 2, 2011 at 11:48 pm Yorum bırakın

Dört yaren

Dört  yaren anlaşmışlar tarlaları birlikte biçeceklermiş. Birinci gün sabah bir araya gelmişler, çok erken toplandık kırağı düşmüş, kuruyunca gelelim deyip geri dönmüşler köy odasına. Geyik muhabbet derken akşam olmuş. İkinci gün öğlen gitmişler,Çerkeş’in öğlen sıcağında yanarsak yarın hiç çalışamayız demişler en iyisi ikindi gibi gelelim. Daha çok tarla var biçmemiz gereken. Hem serinde daha hızlı çalışırız. Köy odasına geri dönmüşler, geyik muhabbet derken akşam olmuş. Üçüncü gün gelmişler  ikindi vaktinde, hava serinlemiş. Hafif de esiyor artık. Bi ateş yakalım üşürsek ısınırız akşama doğru demişler. Ateşi yakmışken bazlama koymuşlar köze. Patates kömmüşler falan derken akşam olmuş. Yine iş yok. Eve dönmüşler. Yarın demişler iyi çalışalım, Mazallah yağmur falan yağarsa ekin tarlada kalır. Beşinci gün, altıncı gün derken köye biçerdöver gelmiş. Yarenler biçerdöveri görünce başlanmışlar söylenmeye. Aynı bebe mi varki moturda.Geçen senekiyse ben vermem valla…Gerçi tırpanla biçmek en güzeli ama…

Eylül 2, 2011 at 11:09 pm Yorum bırakın

Ekmaanan ye

Çankırı’lı  çocuk annesiyle tarlaya gelmiş. Öğleye doğru acıkmış. Annesi bir tasa ekmek doğrayıp üstüne süt döküp vermiş. Bir ağaç gölgesinde ekmekli sütü kaşıklarken bir yılan gelmiş. Çocuk yılanı görmüş ama ses etmemiş. Yılan yavaşça süzülüp sütten içmeye başlamış. Yılan içmeye devam ederken çocuk yılanın kafasına kaşığın sırtıyla pat diye vurmuş;

– Ekmaaanan ye! Ekmaanan ye!

Eylül 2, 2011 at 10:50 pm Yorum bırakın

Older Posts


En Fazla Tıklananlar

  • Hiçbiri

Reklamlar